Hasta; sağlık hizmetinden faydalanma ihtiyacı bulunan kişidir.1 Bir sağlık hizmetinden faydalanmak üzere hastalar hekimlere başvurarak tedavi talebinde bulunurlar ve böylece aralarında bir hukuki ilişki doğar. Hekim ile hasta arasında kurulan bu hukuki ilişkinin niteliğinin belirlenmesi önemlidir. Nitekim daha sonra hekim ile hastanın arasında çıkabilecek olası sorunların çözümü, ilgili hukuki ilişkinin niteliğine göre anlam kazanacaktır. Gerçekten de aynı olaya farklı hukuk kurallarının uygulanması halinde bir durumda tazminata mahkûmiyet neticesi ortaya çıkabilecekken diğer bir durumda mahkûmiyet kararı çıkmayabilecektir2.
Hasta ile hekim arasında kurulan hukuki ilişki üç şekilde karşımıza çıkmaktadır: sözleşme ilişkisi, haksız fiil ilişkisi ve vekâletsiz iş görme ilişkisi. İlk olarak sözleşme ilişkisi, vekalet sözleşmesi ve eser sözleşmesi olarak iki şekilde oluşabilmektedir. Genel cerrahi müdahaleler bu kapsamda vekâlet sözleşmesi olarak, estetik müdahaleler ise eser sözleşmesi olarak nitelendirilmektedir. Eser sözleşmesi olmasının en önemli farkı ise, eser sözleşmelerinde yüklenicinin anlaşılan sonucu meydana getirme sorumluluğunu üstlenmesidir. Vekalet sözleşmesinde ise böyle bir taahhüt söz konusu olmamaktadır. Yargıtay bu hususu “Davacı, burun estetiği gayesiyle yani estetik amaçla davalıya başvurmuş olduğuna göre, estetik ameliyat yapılmak suretiyle istenilen ve kararlaştırılan amaca uygun güzel bir görünüm sağlanmasının taraflar arasındaki eser sözleşmesinin konusu olduğu açıktır. Burada sözleşme yapılmasının nedeni belli bir sonucun ortaya çıkmasıdır.”3 şeklindeki kararı ile de açıklamaktadır. İkinci olarak haksız fiil ilişkisi, hasta ile hekim arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmaksızın hekimin hastaya müdahalede bulunduğu ve bu müdahalenin vekâletsiz iş görmenin kapsamında kalmadığı durumlarda söz konusu olmaktadır. Tıbbi tedavi, genelde hastanın beden bütünlüğü ve sağlığı üzerinde tasarruf niteliği taşıdığından, yasalara, sözleşmeye, tıp bilimine ve meslek kurallarına aykırı her zarar verici eylem, aynı zamanda BK.41 (TBK.49) ve sonraki maddeleri anlamında bir haksız eylem oluşturur.4 Hekimin hastanın haberi olmaksızın hastaya bir tedavi uygulaması haksız fiile örnektir. Üçüncü olarak vekâletsiz iş görme ilişkisinde ise, işi gören hekimin aslında işi görme yükümlülüğü olmamasına rağmen ortaya çıkan zorunlu ve acil durum nedeniyle hekimin uyguladığı tedavi işlemlerini genişletmek durumunda kalması halinde söz konusu olmaktadır. Hasta Hakları Yönetmeliği m. 24 ve m. 31’de düzenlendiği üzere hekim hastanın rızası olmasa da müdahalede bulunabilmektedir. İşte hekimin bu müdahalesi ile ilgili olarak, arada bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı için vekâletsiz iş görme hükümleri uygulanmaktadır.
Hekim ile hasta arasındaki hukuki ilişkinin belirlenmesi için somut olayın ve varsa aralarındaki anlaşmalarının niteliklerinin iyice irdelenmesi gerekmektedir. Nitekim ortaya çıkacak hukuki problemlerin çözümlenmesinde uygulanacak hukuk kuralları yine en başta belirlenecek olan hukuki ilişkiye göre anlam kazanacaktır.
Av. Beste Sanem ÇORBACIOĞLU
1. TUNÇER, P. (2019). Sağlık Hukuku Temel Bilgileri. Ankara: Adalet Yayınevi, S.67
2. GÖÇMEN, E. Hekim-Hasta İlişkisinin Hukuki Niteliği: Öğreti, Uygulama ve Sonuçları
3. Y. 3.HD. T. 11.04.2016 ve E. 2015/9077, K. 2016/5505
4. Çelik,Ahmet, Hekimlerin ve HastanelerinSorumluluğu, http:// www.tazminathukuku. c o m/araştırma-yazıları/hekimlerin-ve-hastanelerinsorumluluğuhtm . (erişim tarihi:15.07.2018).
Comments